30 Temmuz 2013 Salı

bukalemunca sevgi

    Bir bukalemun yaratmıştım.Sonrada kendimi onun içine hapsetmiştim.Hala yaşıyor mu o bukalemun? Yaşıyor,yaşıyor yaşamadığı kadar çok yaşıyor.Bukalemunlardan daha bukalemun.Öyle renklere giriyor,öyle yerlerden çıkıyor ki...Ve o kadar suskun ki. Ve bir o kadar da aptal. Hala O minik uğurböceğinin peşinde. Ah o kırmızı benekli kanatları. Lanet hayvan. Uğursuz yaratık. Sevemem ben kocaman pörtlek,fırıl fırıl dönen gözlerim, pütürlü ellerimle o kırmızı kanatlarını sevemem o yüzden uç artık uğurböceği. Haydi yeter bu kadar duygu bana. Yaşlı, gudubet ve çirkinim ne bekliyorsun üç gün sonra uçtuğunda ben arkandan sadece hakaretler edip, bir ağaca tırmanmak için tüm nefesimi harcayacağım. O yüzden bu kadar da büyütmeye gerek yok bukalemunların sevgisini.

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Daha da Bukalemun B.

Aşk şiirleri okuyup,yazan Bukalemun B.'den sevgilerle.Kendimden soğudum.Bukalemunlar da aşık oluyormuş.İnsanlar aşık oluyor diye bukalemun oldum ben haberin yok mu?! Meğer bukalemunlara da uğruyormuş hemde benim gibi gudubet,yaşlı,çekilmez bukalemunlara bile...Şimdi ne olsam diye düşünüyorum.Aşık olmayan bir şey olmalı.Belki bir fare olabilirim.Güzel yüzüyorlar insanken yüzmeyi severdim.A ya da vazgeçtim başka bir şey olmalı belki bir deniz yıldızı. Of hayır çok hareketsiz!.Deniz anası olursam da yazı yazamam.O zaman bukalemun olmalıyım daha da bukalemun olmalıyım!Büyümeli,kocaman olmalıyım saklanamayacak kadar büyük olmalıyım, belki o zaman ters teper de kaçtığım hiçbir şey beni bulmaz ne de olsa kimse göz önünde olana sahip olmak istemez.O zavallı insanlar en basitinden o market denilen içinde paketli yiyeceklerin satıldığı yerlerde bile rafın önünde duran paketi almaz arkasındakini hatta en arkasındaki seçip alır.Bence ben de bunu yapmalıyım rafın  en arkasında durmak işe yaramıyor,kaçamıyorsun.Korktuğunu bildiklerinden olsa gerek hep gelip seni buluyorlar.O yüzden ağaç kovuklarına saklanmayıp,ağacın en güneşli dalına çıkıp oturacağım hem de en parlak renklerimle...Zahmet edip kaldırırsanız kafanızı beni görürsünüz mutlaka.

                                                                               Bayan Bukalemun B.

4 Mayıs 2012 Cuma

Cinayet

Kocaman bir özür ile başlamak istiyorum.Yaptığım tüm imla hataları için. Her ne kadar ''yanılmaktan yanlış'' diye diye yazıyor da olsa o ''de/da''lar gidiyor arada.Bu yüzden de Nur kendi derisini parçalayacak düzeye geliyor. Kıyamam ben ona! İmla belalım zaten.Testlerde de yapamam. Ne noktalama ne imla...Halbuki yazar olacağım diye o kadar para verip aldığın iki bin bilmem kaç sayfalık Türkçe sözlüğe ayıp derler.Sen önce bir imla öğren de gel derler.Desinler de zaten.Ah Nur da olmasa ben cinayet işlemeye devam edecektim! Dikkatsizliğime ver , Nur bundan sonra daha dikkatli olacağım.Olmasam da artık sen düzelteceksin hataları falan yani kaçış yok.

28 Ocak 2012 Cumartesi

uğur böceği

Ben bukalemun olmaktan vazgeçmek üzereydim.O güzel uğurböceği yüzünden.Ben bir bukalemunsam böcekleri yemeliyim ama o uğur böceğini nasıl yiyebilirim.O kadar aptal ki.Küçükken ve ben daha insanken söylediğim bi şarkı geldi aklıma,ablamla uğur böceği gördüğümüzde hep söylerdik neydi dilimin ucunda upuzun ve kocaman bir dilim olduğunu düşünürseniz pek de yankın değil aslında neyse...Uç derdik neden uç derdik hem yanımıza gelsin diye dört gözle beklerdik sonra da onu kovardık mantıksızdı.İnsanlar hep böyle...'uç uç böceğim,annen sana terlik pabuç alacak' buydu sanırım evet evet buydu!Bayan iyi hafızalı bukalemun B.! Sonuç olarak kıyamadım işte o yaratığa benden daha güzeldi ve benden daha umut vericiydi.Çoğu böcekten nefret edildiği halde o sevilirdi.Hamamböcekleri plastik terliklerle çat diye ezilirken o çocukların pamuk şekerli ellerinde tutulurdu.O hep yaşardı.Saklanmazdı benim gibi.Ben hala ağaç kabuklarının arasında bekliyorum.Bu yaşlılığıma rağmen gelemedi ölüm.Gittikçe çekilmez huysuz bir Bukalemun oluyorum.

1 Eylül 2011 Perşembe

ölü güvercin

Ben henüz insanken yol kenarlarında ölen küçük güvercinleri sayardım.Her gün bir iki tane görürdün neredeyse.Kimse görmezdi belki onları sadece ben görürdüm.Nerede ölü hayvan var hep benim dikkati mi çekerdi.Gözlerimi bi müddet onlardan alamazdım.Üzülürdüm onlar için.Yol kenarında ölmek pek de hoş olmasa gerek.Çoğu yavru olur ölen kuşların uçamayıp konarlar yolun ortasına sonrada güm bir araba gelir sonra bir kamyon bir motosiklet...Kimsenin aklına gelmez onları oradan alıp götürmek onlar ölene kadar ezerler.Halbuki ilk çarpan araba dursa alıp onu götürse iyileştirse ne güzel olurdu.Ben hiç ölü güvercin görmemiş olurdum.İnsanlar birilerinin canını alana kadar ezdikleri için bukalemun oldum belki.Ne yazık çok da güzel bi çocuktum ben geçmiş zamanlarda.Şimdi yaşlandım.Bir insana göre bile çok yaşlıyım.Çocukken yaşlıların yazar olduklarını hatırlıyorum artık yaşlandığıma göre bende yazar olabilirim diye düşündüm.Elimdeki o tuhaf iki parmakla kalem tutmak biraz zorluyor beni hem yan yan  bakmaktan boynum tutuluyor.Ama hiçbiri umurumda değil.Zaten son günlerim belki de dakikalarım.Bir şeyler bırakmak istedim ardımda.İnsanken bukalemun olan fazla yoktur sanırım.Bu yüzden özel hissediyorum kendimi.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

zeytin ağacı gibi ölüm

Zeytin ağacı gibi otuz yıl çocuk kalsam,gerisi kolay...Gerisi genç bir ölüm.Altın sarısı saçlara dolanmış taze bir ölü.Kırışıksız güzel...Yanakları hala pembe.Dudakları sıcak.Gözleri parlak değil belki ama hala diri.Elleri beyaz, sakin...Hiç şeker çalmamış gibi ya da hiç çamurla oynamamış.Yalnızlığı anlayamamış gibi sanki biraz da...Mutlu çocuk bir ölü.

3 Haziran 2011 Cuma

Bukalemunluk

Bukalemun olmak zor iş...Saklandığınız için kimse sizi göremiyor bu yüzden de siz her şeyi görebiliyorsunuz pörtlek, çirkin gözlerinizle...Tıpkı benim gibi...